Konsomasyon Taburesi 4: Alçakgönüllülük ve dozaşımı üzerine...
"Abla" okula başlar. İlkokul kasabanın öteki ucundadır; toprak yollar uzun ve geniştir, yol üzerinde arada taşan ve bir seferinde, liseli oğlanlar küçükleri karşıya geçirirken resim defterini kaptırdığı bir dere vardır, köpekler, tavuklar büyüktür.
Sorumluluk konusundaki sıkı eğitim üzerine "abla" ne yapacağını bilir, çalışır, yazmayı okumayı yarıyıl tatiline kalmadan söker. Başarılı bir öğrencidir; bu, siyah önlüğü üzerindeki beyaz yakasındaki "kırmızı kurdele"den de hemen anlaşılmaktadır... Eh, anne baba da eğitim-öğrenim konularında hovardalık derecesinde eliaçıktırlar, o yıllarda çocuk kitabı, dergi sınırlı sayıdadır ama ne yapılıp edilir alınır, baba ise düzenli olarak fasiküllerini toplayıp ciltlettiği ansiklopediler almaktadır. Mükemmelci bir ailenin büyük kızı olarak "başarı" dışında bir seçeneği yoktur.
BAŞARI hafif bir böbürlenme havası yaratmış olmalı ki, aile "abla"ya verdiği ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK eğitiminin dozunu artırır. "Abla" hayatı çok ciddiye aldığından ve anababayı sorgulama yaşına da henüz çok uzak olduğundan alçakgönüllülük dozlarını da ciddiyet ve sorumlulukla alır, alır, alır. Çeyrek yüzyıl sonunda, mezar taşında "özür dilerim" yazmasını istediğine bakılırsa, bir dozaşımından rahatça sözedilebilir!
Başarılı, düzenli, örnek bir öğrenci -hatıra defterine dersine girmedikleri için esef eden satırlar yazan öğretmenleri bile vardır ("abla" bunu hemen kanıtlayabilir, o hatıra defterini saklamaktadır)- olduğu için okulda işi nispeten kolaydır. Bilgisayar ve sokağın güvenliği sorunu icat edilmediğinden çocuklar sokakta oynamaktadırlar ve "abla" lider karakteriyle o alanda da bir sıkıntı yaşamaz. Gelgelelim bir de, ara toplumsal alan vardır; okul ve sokak dışında büyüklerin ve ergenlik yaklaştığı için sıkı bir rekabetin olduğu alan! Burada kendini eğreti hisseder...
Bu arada alçakgönüllüğün doz aşımının yan etkileri ortaya çıkmaya başlamıştır: Ne yapsa birşeyler eksiktir; fazla mı konuşmuştur, bir şeyler daha söylemeli midir, şöyle mi oturmalıdır, bu biçimde mi kalkmalıdır, o kadar gülecek ne vardır, hafif tebessüm daha mı uygundur, her dönem takdirname almak zorunda mıdır, muhteşem ders notlarını okul kaçkınlarına vermese ne olur...
"Abla" sorumluluk meselesine ilaveten alçakgönüllülüğün dozaşımı etkisini de çözmeye çalışıyor, Dünya Planeti'ndeki üçüncü çeyrek yüzyılda onu da halledecektir!
Rümuzla (cinsiyet, yaş belirterek) yazın, bunu da tartışalım!
Etiketler: alçakgönüllülük, dozaşımı
1 Yorum:
Görülen o ki, Güzin Abla'lık ısrarı sürmekte "abla", sorumluluk meselesine ilaveten alçak gönüllülüğün doz aşımı etkisini çözmeye konusunda, aradan geçen 6 yılda epey yol almışa benzer.
Ne yapsa bir şeyler eksiktir, eksik olmasına da, bu yetersizlik duygusu artık onu eskisi kadar acıtmaz; o, eski, tatsız bir anı olsa gerektir.
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa