Konsomasyon Taburesi

23 Mart 2009 Pazartesi

Konsomasyon Taburesi 120

Geçmiş gün! “Abla” zamanını hatırlamadığı, iz sürerek 10. ayın ortalarına denk geldiğini bulduğu bir mail alır: "Telefonunuzda her aramadan önce 1045’i çevirin, daha ekonomik konuşun!" "İyi!" der, küçük bir not kağıdına kalın uçlu kalemle kocaman 1045 yazar, tuşların üzerine gelecek şekilde, bir kenarından bantla sıkıca yapıştırır. Her aramada eline takılan hatırlatma sayesinde ilk önce bu numarayı çevirerek bir ay geçirir. O arada Kasım’da modemi bozulduğundan ADSL arıza için 1045 çevirmeksizin 444 0 375 ile de birkaç konuşma yapar.

İstanbul’dan dönüp faturalarını ödemeye postaneye gittiğinde, biri 24/12 diğeri 28/12 son ödeme tarihi taşıyan iki fatura bulur: İlki, üç ADSL arızası konuşmasını kapsayan, tarife, iliçi dakika ücreti, illerarası dakika ücreti, GSM dakika ücreti, SMS (şebeke içi) SMS (GSM) ücreti bilgilerini taşıyan 16.25 YTL’lik; ikincisi, 1045’le yaptığı yirmiiki konuşmanın bedelini belirten, “abla”nın çözemediği bir çizelge, UMTH (Uzak Mesafe Telefon Hattı demekmiş) TELEFON yazılı 26.91 YTL’lik ikinci fatura… İsa Bey akıl verir, "Burhaniye’ye indiğinde Telekom’a uğra, sor!"

Her pazartesi olduğu gibi pazara inen “abla”nın, bir üçkağıt kokusu alan önyargılı burnu önde kendisi arkada, Telekom’a dalar, bankoya yaydığı faturaları gösterip hesap sorar. Bir artiste benziyor ama kime, “abla”nın bir türlü çıkaramadığı memurenin, uğradığı ihaneti yakalamış mağdure edasıyla "1045 çevirip konuşmuşsunuz, o yüzden farklı fatura gelmiş size", demesi üzerine “abla” daha ucuz olduğunu belirten mailden sözeder ve Telekom’unkiyle aynı kağıda basılmış faturada bir tarife görünmediğini söyler. Memurenin kırgın tavrı sürerken arkadan bir başka eleman söze karışır "biz" der "Telekom olarak altyapısını kuruyoruz, altyapıdan sorumluyuz, aynı TV’ler gibi, bir tane uydudan nasıl birçok kanal faydalanıyor, onun gibi…" “Abla” fikir yürütür, -yanıtını alamadığı- "sizden aldıkları hizmeti bize, sizden ucuza nasıl satabiliyorlar o zaman?" sorusunu sorar.

Ankara -3 derece, İstanbul 8 derece, Burhaniye 15 derece! Bahar havası içinde, geleceği kesin soğuk günler için çaput pazarından, kaşındıran cinsinden bir yün fanila alan “abla”, aynı amaçla bir araya gelmiş insanların, katlanarak artan iyi niyet enerjisine dönüştürdüğü iyilik duygusunu emerek yürür. Haftalık bitter çikolatasını, mandıradan az yağlı az tuzlu sepet peynirini, kırık zeytinini alır, adresine kargoya gelen kağıt tesliminde veremediği, "sonra hallederiz!" dedikleri ödemesini yapar, sebze pazarına girer.


"Salatası güzel olur!" deyip sattıkları çibez, king mandalina, ayva, ikisinin birbirine pek yakıştığını yeni keşfettiği pırasa ve kereviz alır. Servisin kalkmasından 45 dakika önce arabanın yanına varır, arka kapıyı açar tekerlekli pazar arabasını zor bela kaldırıp daracık yere sıkıştırır. Arabanın dışında sigara içen, Küçücük’ü İstanbul’a gelmeden bir poşet içine götürüp emanet ettiği komşusuna, "gittim Telekom’a şu 1045 meselesi için" diye anlatır, "ucuza mı geliyor anlamadım, faturada tarife falan yok!" Komşusu "ben" der "TV’de bir programda izlemiştim, dakikası 7 kuruşmuş, Telekom 8 kuruş olduğuna göre o zaman bu daha ucuz…" “Abla”, "hem Telekom’dan alacaklar" diye devam eder, "hem ondan ucuza satacaklar, nasıl olacak?" Komşu yanıtlar, "başta ucuz satacaklar sonra zam yapacaklar!"

Pazar çantasını boşaltırken verandadan gelen alarm düzeyindeki miyavlamadan Küçücük’ün evi bulduğunu anlayan “abla” işi gücü bırakıp, bedenini biraz tuhaf biçimde uzamış bulduğu sürmeli gözlü, tekir, küçük kız kediyi, önüne koyduğu krakeri yerken sever. Arada, aldığı toz kumaş boyasını kaynatır, tuz ekler, ılıtır ve banyoda 7.5 metrekare elyafı batırarak boyar. Gün batıp hava soğuyunca sobasını yakar, aklında faturadaki Millenicom ismi, oturur bilgisayar başına, Google’da bakınır: Yurtdışından da bazı Telekom firmalarının ürünlerini pazarlayan, rekabetle kaliteli ucuz hizmet iddiasında bir firma!


Bir maille, "faturalara Telekom gibi ayrıntılı tarife koyun," yollu bir mesaj yazar “abla” ama Hotmail bu mesajı yollamayı reddeder.

Sonuçta; "devletin ucuz iletişim sağlayan kurumunun satışına karşı çıkanlara zamanında vaaaayyyy, komünist! diyenler de dahil, eski günleri hep birlikte çoook arayacağız gibi görünüyor" der “abla” kendi kendine…

Etiketler: , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa

+